Yorum: Hava Uyanıyor (Air Awakens, #1) - Elise Kova


Adı: Hava Uyanıyor
Orijinal Adı: Air Awakens
Yazarı: Elise Kova
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 400
Goodreads Puanı: 4.02
Seri: Air Awakens #1
Puanım: 🌟🌟🌟🌟

Solaris İmparatorluğu, başkenti birleştirmeye bir zafer uzağındaydı ve nadir görülen büyüsel bir yakınlığın sahibi, on yedi yaşındaki kütüphaneci çırağı Vhalla Yarl savaşın seyrini değiştirebilirdi. 

Vhalla, Büyücüler Kulesi'ndeki gizemli büyü topluluğundan uzak durması gerektiğini bilerek büyümüştü ve kitapların sessiz dünyasında oldukça mutluydu. Ancak farkına varmadan, gelmiş geçmiş en büyük büyücülerden biri olan Prens Aldrik'in hayatını kurtardıktan sonra, yavaş yavaş onun dünyasına doğru çekildiğini hissediyordu. Şimdi önünde vermesi gereken zor bir karar vardı: Ya büyüsünü kabul edip bildiği hayatı terk edecek ya da büyücülükten defedilip eski haline dönecekti. Gölgelerde dolanan kudretli güçlerle birlikte, Vhalla'nın kararsızlığı ona sandığından çok daha fazlasına mal olacaktı.

Hava Uyanıyor, bundan birkaç ay önce bir arkadaşım bana kitabın kapağını gösterdiğinden beri aklımın bir köşesinde olan ama okumak için inatla çevrilmesini beklemeyi seçtiğim bir kitap oldu. Çok sevdiğim yabancı bir bloggerın kitaba düşük puan vermesi nedeniyle açıkçası kitaba başlarken biraz tereddütlerim vardı ve "Ya ben de sevmezsem?" korkusu içimdeydi. Ama aynı zamanda kitabın bir element kurgusu olması nedeniyle büyük bir merak taşıyordum. (Avatar: Son Hava Bükücü'yü izleyerek büyümüş olduğum için element kurgularına ayrı bir sempatim var ^^)

Sonuç olarak kitaba en sonunda başladım ve başladığım andan itibaren elimden bırakasım gelmedi. Elise Kova'nın dili son derece akıcıydı; olaylar ve betimlemeler öyle güzel dengelenmişti ki insanın bir sayfada gereğinden fazla kalmaya ihtiyacı hiç olmuyor, bölümler siz kitabı okurken oldukça hızlı bir şekilde ilerliyordu. O kadar ki, bir gün "Kitaba hala başlayamadım," diye sitem ederken ertesi gün "Kitabı bitirdim!" duyurusu yapıyordum.

Doğrusu, kitapta normal şartlar altında beni rahatsız edebilecek birçok unsur vardı fakat Hava Uyanıyor'un daima hareket içinde olan kurgusu, Elise Kova'nın kitabı insanın elinden düşürtmeyen anlatımı ve bu anlatımı Türkçe'yle buluşturan Yaprak Onur'un çevirisiyle bir araya gelince kitaptaki bu unsurları görmemeye, görsem bile umursamamaya başladım çünkü kendimi bir kere kitabın heyecanına kaptırmıştım zaten.

Karakterlerden elbette favorim Prens Aldrik oldu. Kitabın en başında onu fazlasıyla küstah ve rahatsız edici bulsam (ve Vhalla yer yer benimle pek de aynı fikirde olmasa da), kitap ilerledikçe ve biz Vhalla aracılığıyla Prens Aldrik'i daha çok tanıdıkça, karakter İmparatorlukta olduğu gibi gönlümde de tahtını kurdu :)

Aldrik'i keşke daha çok tanıma şansımız olsaydı demek istiyorum fakat ilk kitabın sonu göz önünde bulundurulursa, tahminim ikinci kitapta onu sık sık göreceğimiz yönünde. Bakalım. ^^

Prens Baldair ise daha... tuhaf bulduğum bir karakterdi. Yazarın anlatımı gereği okuyucu, iki prens arasında bir şeylerin sıkıntılı olduğunu daha en başta anlıyor (malum ikisi de bu durumu pek gizleme derdinde değiller) fakat bu sıkıntı ilk kitapta okuyucuya sezdirilmiyor. Aynı şekilde, Baldair'in neşeli kişiliği sabahları doğan ve geceleri batan güneş gibi ortada fakat altında neler yattığı hiçbir şekilde bize gösterilmiyor. (Ama ben "altında yatan bir şeyler" olduğu konusunda eminim.)

Devam kitaplarında bu iki kardeş arasındaki durumun ve ikisinin de kişiliklerinin biraz daha irdeleceğini umuyorum. Hava Uyanıyor, yepyeni bir seri için oldukça dolu bir başlangıçtı ve Vhalla'nın etrafındaki insanların karakterini çözmekten ve geçmişini öğrenmekten daha önemli işleri vardı desek çok da yalan olmaz sanırım.

Bütün bunlar bir kenara bırakılırsa, bence Sareem ve Roan'la ilgili durum biraz daha iyi işlenebilirdi. O iki karakteri tüm kitap boyunca o kadar az görüyoruz ki, günün sonunda Vhalla onlarla ilgili bir sıkıntı yaşadığında şahsen ben pek etkilenmedim çünkü ne Sareem ne de Roan değer verdiğim karakterler haline gelişti. Belki yazar Vhalla'nın onlarla olan arkadaşlığını biraz daha derinlemesine işlemiş olsaydı, (nasıl birlikte büyüdüklerini ve birlikte ne sıkıntılar atlattıklarını), o zaman onlar hakkında biraz daha duygusal düşüncelerim olabilirdi.

Vhalla'ya kitabın en başında pek ısınamadım açıkçası ama bunun çok saçma bir nedeni var. Vhalla Yarl ismi bir türlü güzel görünmedi gözüme. Hatta ilk bölümlerde okurken Valhalla falan dedim kıza, o kadar dokundu sinirlerime. Ama sonra alıştım ve zaten soyadı da çok görünmüyor... (Dediğim gibi saçma bir neden.)

Bir karakter olaraksa biraz kendine güvensizdi Vhalla ama bunu, onun durumunda biri için epey normal buldum. Kütüphanede yıllarca çırak olarak çalıştıktan sonra ve hayatındaki en heyecanlı şey düşecekken bir prens tarafından yakalanmaksa, birden büyücülüğün, bakanların ve bir değil tam iki prensin hayatına girmesi hele 17 yaşındaki bir genç kızsan sanırım insanı gerçekten de bu şekilde etkiler. Sonuçta kız bir hizmetçiyle aynı sosyal statüdeyken birden nerelere nerelere çıktı yani. (Ayrıca, erkeklerle olan sınırlı tecrübesinin de pek iyi olmaması da onun bu çekingen tavırlarına ekleme yapıyordu.)

Ayrıca, kitapta aşk o kadar azdı ki insan gelecek kitaplar için umutlanıyor. Ben yavaş yavaş ilerleyen, arkadaşlık hatta dostlukla başlayan ve sonra onun üzerine yeşeren aşkları gerçekten çok seviyorum ve içimden bir his Aldrik ve Vhalla'nın durumu bu olacak diyor. AİY. ÇOK HEYECANLI.

Şöyle bir bakıyorum da yoruma, amma konuşmuşum ya. Neyse, yorumu sonuçlandırmak gerekirse, Hava Uyanıyor elimden bırakamadığım ve neredeyse bir solukta okuduğum, elimden bıraktığımdaysa bu sadece uyumak için olan, beni en başından ta en sonuna kadar heyecanla dolduran bir kitap oldu. Eğer element kurgularını özellikle sevmiyorsanız bile okuyacak heyecan dolu, fantastik ve gençlik türünde bir şeyler arıyorsanız Hava Uyanıyor'a bir göz atın derim.

Konusu en başta ilgimi o kadar da çekmemişti (yani element kurgusu olmasının dışında) fakat dediğim gibi, başladıktan sonra bırakamadım. 

Ezgi Tülü

Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrencisi. 2014'ten beri kitaplar hakkında konuşuyor.

3 yorum:

  1. Yaa ben de Valhalla dedim hep, nereden bu Valhalla? :D

    YanıtlaSil
  2. Eğer Elise Kova'nın karakterlerin adlarıyla ilgili telaffuzlarının bulunduğu videoyu izlemeseydim ben de karaktere Valhalla demeyi sürdürecektim. Benimkisi hep fazla Vikings izlemekten. Aldrik karakterini çok sevdim ya onun hakkında daha fazla okumak istedim. Bir an önce diğer kitaplar da çevrilsin istiyorum!

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil