Tek Ayağı Mezarda (Night Huntress, #2) - Jeaniene Frost | Yorum

Adı: Tek Ayağı Mezarda
Yazarı: Jeaniene Frost
Yayınevi: Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 390
Goodreads Puanı: 4.34

KEDİCİĞİN HAYRANI OLACAKSINIZ!
MEZARDAN KAÇABİLİRSİN FAKAT SAKLANAMAZSIN!
ATEŞLE Mİ OYNUYORSUN, KEDİCİK?
Yarı vampir Kedicik, FBl'ın gizli bir biriminde özel dedektif. Tehlikeli ölümsüzlerin kökünü kurutmak için devletin emrinde çalışıyor. Halen, seksi ve tehlikeli eski sevgilisi Bones'tan öğrendikleriyle hayatına devam ediyor ancak ya biri genç kadını öldürmeyi kafasına koyduysa? Dahası Kediciğe yani Cat'e yardım edebilecek tek güç, maziye gömmeye çalıştığı ancak kalbinden bir türlü atamadığı eski aşkı Bones!

Aslında şu an ne diyebileceğimi bilmiyorum. Kitabı, ilk kitap Mezarla Randevu'yu bitirdiğim günün ertesi günü bitirmiştim teknik olarak (yani bir tek son bölümünü okumak kalmıştı, onu da yorumu yazabilmek için son ana kadar okumadım) ve şu an aklım karışık biraz. Yani, kitapla ilgili bir karışıklık değil de, daha çok ne diyeceğimi bilemiyorum. 

İlk kitaptan pek farklı değildi, her ne kadar dört yıl sonrasında yer alsa bile. Cat için çok şey, okuyucu olan ben için hiçbir şey değişmemişti; bir tek, arka kapağın dediği gibi Bones'un varlığı biraz aksiyonluydu benim için. Yanlış anlaşılmasın, kitapta yine aksiyon vardı bolca ve ben yine heyecanlandım, şaşırdım, güldüm ve eğlendim (ve elbette Cat'in salaklıklarına kızdım) fakat en büyük aksiyon Bones'un varlığıydı. (Nedenini söylemeyi reddediyorum.)

Aslında kitaptaki olayları anlatmadan nasıl bir yorumda bulunabilirim gerçekten bilmiyorun; çünkü hiçbir şekilde ilk kitaptan daha az veya ondan daha farklı hissettirmedi; o kitaba dediklerim buna da geçerli bile sayılabilir, o derece. Sanırım bu durgunluğumun bir sebebi daha, kitabı bir günde okudum. Başladığım gün bitti ve o gün de yorum yazabilecek gibi hissetmiyordum; üzerinden bir-iki gün geçti, hala yorum yapabilirmiş gibi hissetmiyordum.

Annette ve Cat'in kavgası mı desem, Tate ve Bones arasındaki gerilim mi desem, yoksa Cat'in Bones'un varlığını FBI'daki ekibine açıklayışı mı desem, ne desem bilemedim ki. Bu kitap vampir dünyası ve Bones hakkında yeni, yepyeni bilgilerle doluydu ve bir düğün vardı! Yani, iki tane. Ve ikincisinin beni şok ettiğini söylemek sanırım hafif kaçardı; ne şaşkınlıktı ama! Hiç beklemediğiniz yer ve zamanda bir düğüne şahit oldunuz mu? Olmadıysanız da merak etmeyin, bu kitapta oldukça güzellisinden var bir tane.

Şu an az önce yazdığım paragraflara bakıyorum da, ne saçmalamışım ama. Ya, sadece, bilmiyorum. Bu kitap hakkında söyleyecek ekstra bir şey gerçekten bulamadım ve bulmaya çalışmanın ne kadar anlamsız olduğunu siz de görüyorsunuzdur. Sadece saçma sapan şeyler dememle sonuçlanacak, gereksiz bir çaba bence. En iyisi bu yorumu burada kesmek (çünkü besbelli kitapla ilgili söyleyecek şeylerim ne yeni, ne de bir heyecanı var) ve direkt puanımı vermek.

Ha, yanlış anlaşılmasın bu kitabı çok sevdim; sadece diyecek yeni bir şeyim yok. O kadar sevdim ki, bir günde 400 sayfa okuduktan sonra geri kalanı birkaç gün sonra okudum ve sonra işte bu hale geldim. Siz siz olun, bir günde 400 sayfa okumayın; sonra beyniniz allak bullak oluyor. Bu kitabı kesinlikle ilk kitabı sevmiş kişilere öneriyorum; hayal kırıklığına uğramadım, ve sizin de uğrayacağınızı sanmıyorum.

Kısa ve gereksiz yorum için özürlerimi sunarım. (Benden nefret etmeyin! *sevimli surat*)

Ezgi Tülü

Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrencisi. 2014'ten beri kitaplar hakkında konuşuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder