Adı: Peter Pan
Orijinal Adı: Peter Pan
Yazarı: J.M. Barrie
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 272
Goodreads Puanı: 4.1
Puanım: 3
TANITIM
“Bütün çocuklar büyür, biri hariç.”
“Niye ağlıyorsun çocuk?”
Bu soruyla başlıyor ünlü masalımız. Wendy, Peter Pan’i yerde ağlarken bulmuştu. Kendisiyle yaşıt gibi duran bu çocuk, çaresiz bir şekilde kaybettiği gölgesini tekrar ayaklarına bağlamaya çalışıyordu. Wendy’nin ona yardım etmesi üzerine Peter, onu ve iki erkek kardeşini, Kayıp Çocuklar’la yaşadığı Varolmayan Ülke’ye, bütün çocukların çocuk kaldığı diyara davet eder. Böylece Wendy ve kardeşleri George ile John, Peter’ın perisi Tinker Bell’in tozuyla çıktıkları, denizkızları ve korsanlarla dolu bu macerayı unutamayacaklardı... en azından büyüyene kadar.
YORUM
Dönemin şartlarına hakim
olmadığım için Peter Pan’ı o açıdan yorumlamam mümkün değil fakat şahsen ben, gelecekteki hayali çocuğuma okumak istemezdim. Anneler, görevleri
ve tavırlarıyla ilgili aşırı didaktik ve yer yer seksist kısımlar var. Wendy’nin
kitaptaki tüm olayı, bir “kadın” ve dolayısıyla bir “anne” olmak. Kızın kaç
yaşında olduğunu bilmiyorum fakat ona nasıl bir ev istediğini sorduklarında,
içinde bebekler olmasını vs. söylüyor.
Bütün bu muhabbeti
görmezden geldiğimizde ise, bazı noktalarda yazarın dili beni feci rahatsız etti. Çocuklardan bahsederken
“şeytan” ve “küstah” gibi kelimeler kullanıyor ya da ara ara tuhaf anlatılara
giriyordu.
“Tek yaptığımız bu zaten; seyircileriz biz. Kimse bizi istemiyor aslında. O yüzden bırakın da onları izleyip kaba şeyler söyleyelim ve umalım ki sözlerimizin birazı bile olsa canlarını yaksın.” (236)
Oturup tek tek beni
rahatsız eden tüm kısımları buraya yazmayacağım (çünkü 1. üşeniyorum 2. çok
büyük bir kısmını not almadım zaten) fakat okurken sık sık bunu bir çocuğa
okumak istemeyeceğimi düşündüm.
Bunun dışında – her ne
kadar kitabı okumak bir haftamı aldıysa da – okurken bayağı eğlendim. Başlarda
içine girmekte zorlandığım oldu, bu benden mi yoksa çeviriden mi kaynaklı
bilmiyorum, ama içine girdikten sonra bayağı keyif aldım. Peter Pan’ın çizgi
filmini küçükken çok severdim, en sonunda kitabını okuduğum için de mutluyum.
Çizgi film ve kitap arasındaki farklılıkları görmek ilginçti.
Sonu içime dokundu, gerçekten sanırım kitapta büyümenin acısını hissettiğim tek yer orası oldu. Kitap boyunca çocuklar bir anlamda büyümekten kaçıyor ama o tehditi asla tam olarak hissetmiyoruz, o yüzden o sona epey hazırlıksızdım ve gafil avlandım diyebilirim. Sanırım yazar biraz da umut vermeye çalışmış ama ben tam aksini hissettim.
Açıkçası daha fazla ne
diyebilirim bilmiyorum. Kitap hakkında, bir oturuşta yazılan öylesine bir
yorumda söyleyebileceğim pek fazla şey yokmuş gibi hissediyorum. Oturup birçok
açıdan daha derinlemesine incelenebilir ama buradaki amaç zaten asla o değil. :D
Yabancı Yayınları
baskısına gelirsek de, kitabın ilk başlarında bir her şeyden koptuğum oldu, ama
onun dışında gayet rahat bir şekilde okudum. Yer yer “Acaba orijinalinde burası
nasıl yazılmış?” diye düşündüğüm oldu ama açıp bakacağım kadar sırıtan bir
durum yoktu. Ayrıca kitabın kapağı beni çok mutlu ediyor ve Yabancı’nın böyle
bir çocuk klasikleri dizisi çıkartması içimdeki çocuğun sakin kalamamasına
neden oluyor. Sanırım gücüm yettiğince okuyacağım. Hikayesini bildiğim ama
oturup okumadığım o kadar çok klasik var ki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder