Adı: Uyanış
Orijinal Adı: All the Rage
Yazarı: Courtney Summers
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 320
Goodreads Puanı: 3.84
Puanım: 2/5
TANITIM
Kasaba şerifinin oğlu Kellan Turner, herkesin inandığının aksine altın çocuk değildi ve Romy Grey bunu şahsen öğrenmişti. Çünkü kimse, kasabanın kaymak tabakasından olmayan bir kıza inanmak istememişti. Kellan hakkındaki gerçek onun her şeyine mal olmuştu: arkadaşlarına, ailesine ve çevresine. Eskiden birlikte takıldığı arkadaşları tarafından zorbalığa maruz kalarak yalancılıkla suçlanan Romy’nin tek sığınağı, kasabanın dışında yer alan çalıştığı restorandı. Orada kimse onun ne geçmişini ne de adını biliyordu, nihayet herhangi biri gibi davranabiliyordu. Fakat bir partiden sonra hem Romy’yi hem de Kellan’ı tanıyan bir kız ortadan kaybolunca ve Kellan’ın adı, yakındaki başka bir kasabada taciz haberine karıştığında, Romy karar vermek zorunda kalacaktı: Konuşmayarak başka kızların da zarar görmesine göz mü yumacaktı, yoksa Kellan’a karşı savaşacak mıydı? İlk defa konuştuğunda kimse ona inanmamıştı ve şimdi de inanmayacakları kesindi fakat sessiz kalmasının bedeli dayanamayacağı kadar ağır olabilirdi.
Nefesinizi kesecek bir gerçeklikle yazılmış olan ve sizi şaşkına döndürecek sonuyla Uyanış, cinsel şiddete uğrayan genç kadınların hissettiği utancı ve sessiz kalma baskısını ele alarak, şu soruyu düşünmemize neden oluyor: Genç kızlarını korumayı reddeden bir kültürde bu kızlar nasıl hayatta kalabilir?
YORUM
Uyanış’ı konusu nedeniyle bayağı merak ediyordum çünkü özellikle genç yetişkin kitaplarında kadına yönelik şiddet/taciz ele alındığında, kitap ya gerçekten harika oluyor ve insanı düşünmeye itiyor, ya da maalesef pek bir şeye benzemiyor. Üzülerek söylüyorum ki Uyanış bu ikinci kategoriye giriyor.
Kitabın anlatımı son derece tutuk, cümleler sanki okuyucu ilerleyemesin diye yazılmış. Hızlı okudum evet ama pek keyifle okuduğum söylenemez. Düzeltide noktalama işaretleri pek kontrol edilmemiş sanırım, özellikle de tırnak işaretleri konusunda büyük bir sıkıntı var. Karakterin düşüncesi mi, yoksa sadece tırnak işareti unutulmuş bir diyalog mu, anlamadığım yerler vardı.
Kurguya ve olayarın işleyişine gelirsek... Kitapta birkaç farklı kısım var. Kitap “şimdi” ile başlıyor, sonra “iki hafta önce”yle devam ediyor, sonra “şimdiki zaman”a geliyor, uzun bir süre öyle devam ettikten sonra, tekrardan “şimdi”ye geliyor. En sonunda da “daha sonra” ile bitiyor. Bence kitabın kronolojik olarak anlatılmamasının kitaba hiçbir katkısı yok. Bu tarz gizem/suç çözme/aman allahım ne oluyor kitaplarında zamanın ilerleyişiyle oynamak, çoğu zaman olan biteni ilginç bir hale getirebiliyor, ama burada pek bir etkisi olmamış. “Şimdi” ile “şimdiki zaman” arasındaki fark ne mesela? Eğer kitabın tamamı “şimdi”de ise, niye iki hafta önceye dönme gereği duyduk ki? Falan filan. Kafamda deli sorular.
İkinci bir olay, kitabın arka kapağının okuyucuyu yanıltması. “Fakat bir partiden sonra hem Romy’yi hem de Kellan’ı tanıyan bir kız ortadan kaybolunca ve Kellan’ın adı, yakındaki başka bir kasabada taciz haberine karıştığında, Romy karar vermek zorunda kalacaktı” yazıyor kitabın arkasında. Kitapta Kellan’ı bir kere bile görmüyoruz, adı da iki elin parmaklarından fazla geçmemiştir. Bütün kitap boyunca Kellan’la alakalı hiçbir şey olmuyor.
Ha, Romy’nin Kellan’ı suçlamasından doğan sorunları sık sık görüyoruz okurken evet, ama arka kapağı Kellan hakkında yapacak kadar bir etkisi yok çocuğun kitapta. Romy bilmediği için, Kellan hakkında zaten hiçbir şey bilmiyoruz. Kitap, daha çok, Romy’nin tanıdığı bir kızın kaybolması üzerine kasabada olan bitenleri anlatıyor.
Ve bunu pek başarılı bir şekilde yapmıyor.
Kitabın, kadın yönelik şiddet konusunda bir şeyler söylemeye çalışmadığını varsayalım, didaktik bir mesajı olmadığını; o zaman bile, bu kitapta ne yazmak istemiş anlamadım. Odağı olmayan, bir oraya bir buraya giden bir kitaptı. Her şey her yerdeydi. Romy’nin başından geçenleri mi anlatmak istedi? Kadına şiddet konusunda gündeme getirmek istediği bir şey mi vardı? Kaybolan kızın hayatıyla ilgili bir şeyler mi söylemeye çalıştı? Kızların başka kızlara uyguladığı şiddet miydi konu? Romy’nin kendi içine kapanışını mı göstermek istedi, bütün olanlardan sonra? BU KİTABIN YAZILMA AMACI NEYDİ?
Kitaba 1 değil 2 vermiş olma sebebim ise, tek tük de olsa hoşuma giden kısımlar olmasıydı. Mesela Romy’nin ilgi duyduğu çocuk, Leon, siyahi bir karakter ve siyahi olması kitapta sadece iki kere gündeme geliyor. Birincisi bize onun siyahi olduğunu belirtiyor, ikincisi de ırkçılığa dokunduruyor. Amerika/İngiltere’deki gençlik kitaplarını az çok takip ettiğimden, kültürel çeşitliliğin ne kadar takdir edildiğini biliyorum ve bence Uyanış’ta yazar bunu sakince koymuş ve bırakmış.
Ama bu kadar. Kitabın kalanında ne yapmaya çalışmış hiçbir fikrim yok.
Düşündükçe daha da sevmemeye başlıyorum kitabı, en iyisi ben susayım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder