8. Beyoğlu Sahaf Festivali {2}

Bu hafta aslında sahaflara yeniden gitmeyi düşünmüyordum fakat bir arkadaşımın bize gelmesiyle, "Hadi gel seni sahaflara götürelim!" şeklinde, o yağmurlu havada yeniden sahaflarda bulduk kendimizi. Tam olarak emin olmasam da, sanırım üzerinden sürenin geçmesiyle, ya kitapların fiyatları ucuzladı, ya ben ucuz olanlara doğru yöneldim, ya da tamamen bugüne özel bir durum vardı. (Sonuncusu olmadığına eminim, fakat aşağıda göstereceğim 6 kitaba toplam 24 TL ödedim. Gerisini siz düşünün.)


Dünyanın birçok yerinde her gün yüzlerce, binlerce suç işleniyor. İçlerinde öyle olaylar var ki; toplumu derinden etkiliyor, insanları sarsıyor ve yaşamı yeniden sorgulatıyor. Suç ve suçlu, insanlarla birlikte yaşıyor. Bu olayların birçoğu, sinema, TV ve edebiyatın konusu oluyor. 
“Yaşanmış Suç Öyküleri” dizisindeki olaylar; ABD başta olmak üzere, bir çok ülkeden seçildi. Kitaba alınan olaylar; yaşandığı ülkede toplumu sarsmış; örnek oluşturmuş; suçun oluşum ve yargılama süreçleriyle topluma mal olmuş suç öyküleridir. Olaylar ve insanlar gerçektir. Kurgulanmasına karşın, bir belgesel tadındadır.

Cinselliğin ve ahlaksızlığın üzerine yazılmış kitaplar, hele gerçek olaylarla bağlantısı varsa, bende büyük merak ediyor. Bir toplumun en kilit noktasının cinsellik olduğunu düşündüğüm için sanırım. Bilmiyorum fakat ilginç bir şeye benziyor.

#2: Coşkunun Bedeli - Jackie Collins

İşte gerçek; istediğim kadınla, istediğim zaman yatabilirim, hiç dert değil. Kadınlar her zaman sevişmeye hazırdır. Yenecek olgunluğa gelmiş meyvelere benzerler. Onları her şeyi yapmaya ikna edecek sihirli sözcükleri beklemektedirler. Evli, bekar, yaşlı, genç, çaresiz, dul, frijit ya da azgın, hiç fark etmez. Göster yeter; benim olurlar. Gördüğün gibi, ne dediğimi biliyorum; anahtarı keşfettim ve inan ki her defasında da kilidi açıyor...

Bu aldığım ilk kitap oldu. İsmi pek çekici gelmiyor, fakat birkaç sayfa baktım ve aslında sarabilecek bir kitaba benziyor; bütün o dış görünüşünün altında gerçekten hoş bir şeyler olabileceğine inanıyorum. Yoksa da, öğreniriz zaten, işimiz ne ki?

#3: Ejder Ateşi (Firelight, #1) - Sophie Jordan

Gizli Bir Gerçek 
Ezelî Düşmanlar 
Lanetli Bir Aşk
Jacinda bir drakidir… Ejderha soyundan gelen ve en büyük savunma gücü insana dönüşmek olan bir ırka mensuptur. Küçük yaştan itibaren özel yeteneğiyle göze çarptığını ve her hareketinin izlendiğini bilse de, özgürlük onun için her şeyden önemlidir. Halkının en kutsal kuralını çiğneyince hayatı tehlikeye girer ama Will isimli yakışıklı bir yabancı sayesinde kurtulur...
Fakat bu yabancı onun türünden olanları avlamaktadır.
Ailesiyle insanların arasına kaçan Jacinda çevresine uyum sağlamaya çalışır. Tek tutunabileceği dal, içindeki drakiyi canlandıran Will'dir.
Karşı konulamaz bir şekilde ona kapılsa da Jacinda, onun avcı olduğunu bilmektedir. Ondan uzak durması gerekmektedir ama içindeki draki yavaş yavaş öldüğü için en tehlikeli düşmanıyla yakınlaşmayı bile göze almıştır.
Efsanevi güçler ve nefes kesici bir romantizm, tüm beklentileri aşan ve sevgisi kadim bir uçuruma köprü ören bir kızın öyküsünde can buluyor.

Bu kitabı ilk çıktığından beri raflarda kesiyordum, fakat nedense yirmi lira vermeye bir türlü kıyamıyordum. Bugün de sahaflarda karşıma çıkınca dedim, "İşte bu! Alıyorum seni," ardından da parasını ödeyip mor çantama tıktım. Uzun süredir merak ediyordum, yakında öğrenecek olduğum için de mutluyum. ^-^

#4: Ölüm Şarkısı - P.J. Parrish

Ya severek dinlediğiniz sıradan bir şarkı, bir gün 'Ölüm Şarkı'nız olursa?
Beş farklı ceset... Beş farklı yer... Beş farklı kadın... 
Aynı katil tarafından öldürülmüş olmaları dışındaki tek ortak noktaları, sarışın olmalarıydı. Birbirleriyle olan bağlantılarındansa kimsenin haberi yoktu. Ta ki gazeteci Matt Owens, gözlerini bir anlığına kız kardeşinden ayırana kadar.
Miami Beach'te yaşayan kardeşini ziyarete gelen Mandy Owens, bir gece kulübünde eğlendikleri sırada aniden ortadan kaybolur. Çok geçmeden eski bir otel odasında cesedi bulunduğunda, suçluluk duygusuyla mücadele eden Matt'in elinde katile ulaşmak için tek bir ipucu vardır. Kaçırıldığı saatlerde kız kardeşinin iPod'una yüklenmiş olan tüyler ürpertici bir şarkı ve onun sözleri. 
Paris'te bir sevgili... Başını kestim...
Matt, bu ipucunun Paris'te işlenmiş bir cinayeti işaret ettiğini fark ettiğinde kendini kusursuzca kurgulanmış bir bulmacanın içinde bulur. Peki, bir sonraki kurbanını seçmeden önce bu saplantılı katilin aklını okuyabilecek kadar zeki midir?
Artık duyduklarınıza inanmayın. Bu oyunda hiçbir nota, hiçbir şarkı göründüğü kadar masum değil.
Bu katilin hastalıklı aklının içine girdiğinizde çok şaşıracak ve bu kitaptan sonra şarkılara bir daha aynı gözle bakamayacaksınız.

Bu da tıpkı 3. kitap gibi, raflardayken bakıştığım fakat bir türlü beraberimde kasaya götüremediğim bir kitap olmuştu fakat bunun asıl nedeni, benim genel olarak polisiye okumamamdı. O parayı verdikten sonra pişman olmaktan korkuyordum, bir de o sıralarda evim yine kitaptan geçilmiyordu. (Tıpkı şu an olduğu gibi, son birkaç haftadır tek yaptığım kitap almak resmen.) Ve işte, artık benimsin dostum!


“Güzel”, lakabından hiç hoşlanmaz. Zayıf, sıradan bir kızdır çünkü. Asıl güzel olan, ablalarıdır. Ancak o, görüntüsündeki eksiklikleri cesaretiyle telafi edecektir.
Bir gün babası eve dönüp, ormandaki büyülü sarayla ilgili öyküyü anlattığında ve orada yaşayan Çirkin’e verdiği sözü itiraf ettiğinde, Güzel saraya gitmek zorunda olduğunu anlar ve mahkumiyeti gönüllü olarak kabul eder. Babası önce izin vermez ama Güzel ondan çok daha inatçıdır.
Robin McKinley’nin masalsı romanı, garip bir çiftin, yani Güzel ve Çirkin’in olağanüstü aşkını anlatıyor.

Tıpkı estetik ambalajlar gibi, güzel kapaklar da bir zaafım ne yazık ki. Bu kitabın kapağına baktığımda içimin yağları eridi, renkler öyle bir hoşuma gitti ki, almazsam içimde kalacağını biliyordum. Biraz kitaba da baktım, dili de çok kötü değil gibiydi, sonra güzel ve çirkin üzerine olduğunu görünce, "Bir masalın yeniden anlatımı o kadar da kötü olamaz," diyerek indirdim mor çantaya. 

#6: Mutlu Ölüm (In Death, #4) - Nora Roberts

Çıplak Ölüm, Görkemli Ölüm ve Ölümsüz Ölüm'ü takip eden Mutlu Ölüm, Nora Roberts'ın 2058'de geçen, Eve
Dallas Polisiyeleri dizisinin dördüncü kitabı. Heyecanlı bir cinayet romanı olmasının yanında, okurların merakla izlediği Eve-Roarke aşkını anlatmaya devam ediyor.
Parlak bir mühendis, ünlü bir avukat, tartışmalara konu olan bir politikacı, yüzlerinde mutlu bir gülümsemeyle intihar etmiştir. Hiçbir ortak yanı olmayan bu üç kişinin kendilerini öldürmek için hiçbir belirgin nedeni yoktur. Dördüncü intihara tanık olan Eve Dallas, bu ölümlere kuşkuyla bakmaktadır. Otopside, kurbanların beyinlerinde belirlenen minik yanıklar, kuşkularında haklı olduğunu ortaya koyar. Bu lekelerin nedeni genetik bir anomali midir; yoksa teknolojinin araç edildiği cinayetler mi söz konusudur? Eve'in soruşturması, onu sanal gerçeklik oyunlarının kışkırtıcı dünyasına sürükler. Bu dünyada zevk ve arzu yaratmak için kullanılan teknikler, zihni kendi yıkımını yaratacak bir silah haline getirebilir mi? Ve... Eve, Roarke ile yaşadığı mutluluğu da tehdit eden tehlikeli bir oyuna girer...

Hala seriyi toplamaya devam ediyorum... Bakalım ne zaman okuyabileceğim.

Ezgi Tülü

Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrencisi. 2014'ten beri kitaplar hakkında konuşuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder