Adı: Beynimdeki Yangın
Orijinal Adı: Brain on Fire
Yazarı: Susannah Cahalan
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 369
Goodreads Puanu: 4.00
Puanım: 4/5
TANITIM
Dünyada nadir görülen ve tanı koymanın çok zor olduğu bir hastalıkla savaşan gazeteci Susannah Cahalan, Beynimdeki Yangın'da kendi öyküsünü kaleme alıyor. Delirmenin ve unutmanın yaşamında boşluklar oluşturduğu Cahalan, bu boşluğu doldurmak için okurlarla birlikte geçmişinin peşine düşüyor.
"Başlangıçta yalnızca karanlık ve sessizlik vardı.'Gözlerim açık mı? Merhaba?' Ağzımı mı oynatıyorum ya da bu soruyu yöneltecek biri mi var, emin olamıyorum. Hiçbir şey göremeyeceğim kadar karanlık. Gözlerimi kırpıyorum, bir kez daha kırpıyorum ve bir kez daha. Karın boşluğumda kötü bir şey olacağına dair bir his var. Biliyorum."
YORUM
Son zamanlarda kurguyla aram çok kötü olduğundan (bknz 2 yıldız verdiğim 3824 kitap), tür değiştirmeye ve kurguyla alakası olan her şeyde olabildiğince uzak bir kitap okumaya karar verdim. Oysa Beynimdeki Yangın o kadar uzun süredir kitaplığımda ki, kitabı ne zaman satın aldığımı bile anımsayamıyorum aslında. Kısmet bu güneymiş.
Kitap, New York Post'ta gazetecilik yapan Susannah Cahalan'ın başından geçen bir hastalığı anlatıyor. Hastalığın başlangıcından, iyileşmenin son aşamalarına kadar, yaklaşık bir yıllık bir süreç bu. Gerçek bir hikaye olduğundan anlatı yer yer yavaşlıyor ve hastalık hakkında teknik detaylara girdiğinden, bazen anlaşılması biraz zor bir hale gelebiliyor. Buna rağmen kitabı birkaç günde bitirdim.
Eğer bu tarz şeylere ilginiz varsa, Beynimdeki Yangın kesinlikle okumanız gereken bir kitap çünkü anlattığı hastalık konusunda insanların bilinçlenmesi gerekiyor. Bütün bunlar 2009'da başlamış ve 2010'da sonlanmış ve o zamandan bu zamana tıp dünyası bu hastalık konusunda çok gelişme kat etmiş (ve kitabın basıldığı 2012'den bu yana ilerlemeyi sürdürmüşlerdir, diye düşünüyorum). Ama 2009'da NYU'nun hastanesine yatırılan Cahalan'ın bile ölümden neredeyse kıl payıyla kurtulduğunu düşündükçe insan korkuyor.
2009'dan bu yana elbette çok ilerleme vardır ama, acaba Türkiye'de kaç kişi bu hastalığa yakalandı da tehşis edilemedi? (O noktada Cahalan, Amerika'da bu hastalığın tehşisi konan 271. hastaymış ve o günden sonra sayı binlere çıkmış.) Birçok başka hastalığın semptomlarını yaşattığı için hastaya, kaç kişi yanlış tedaviden dolayı öldü? ya da akıl hastanelerine kapatıldı?
Kitabın sonlarına doğru Emily adındaki bir kızın hikayesi vardı. Kızın babası, Emily'e tehşis konulmasını Susannah Cahalan'ın hastalığı atlatmasının ardından yazdığı bir makale sayesinde başarmıştı. O kısım o kadar dokundu ki içime, anlatamam.
Kitabın ortalarına kadar bunun psikoloji temelli bir kitap olduğunu sanıyordum, aslında alakası yokmuş ve bana daha önce adını bile duymadığım birçok konuda birçok şey kattı bu kitabı okumak. Okuması benim için kolay olmadı ama kesinlikle harcadığım zamana değdi. Öneririm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder